Ayla Pakyüz1996 Milliyet Sanat
Çingenelerimden en iyi falcıyı getirin
el falıma baksın
getirin, kaskatı avuçlarıma dokunsun
bu dünyadan iyi falcı yoktur
öyleyse okusun gözlerimden yüreğimi
ağlayan kadınların
gözyaşlarını içerken karanlık canavar,
bilir miydi onların öldüğünü yaşarken
libidoları yakılırken ateşlerle
ölü çiçeklerin bile artık süsleyemediği
o güzel başlarında
anacıl fikirlerin parçalandığını
kökünden çekilen saçlarının
arkaya ittiği boynundan
soluklandığı korkuları
korkusuzluğa dönüştürebilir miydi
ışıklar
bu ışıklar nereden geliyor peki?
güneşleri karalayan kanlar
kırmızı değil
memeleri kan ağlayan kadınlar da
pembe değil
mavi gökyüzünde bulunur mu
azıcık, mavi, penceremden görünür mü?
Kim ışık tutacak
renkleri solumam için?...
Çığlığımı yükseltiyor dumanlar:
Düdüklü tencerede pişen rostoyum ben!
Buharlı tren gibi
tek raydan gidiyorum;
sağa gitsem devrilirim,
sola gitsem devrilirim
bir tek geriye gidebilirim
ileriden başka.
İstemem onu da…
1996