Sunday, May 21, 2006

YOL


Kaldırım kenarında bir siper
gölgesiz yolcuların sığınağıdır
her noktada yeniden başlayan tümceler
sonsuz takiplerimin nesnesi
gölgeme benzer
bir kaçan bir kaybolan
izsiz lekelerdir

ardından yetişemediğim zamanın
kanıtlarını silen güneşin peşinde
bir şey arıyor dünya
ne de düzgün yuvarlanarak

aydınlığı hiçliyor şu barışsız öfke
içkin bir savaşı istemedi hiç
ölüsünden sıyrılıyor üst beden
önce öksüz bırakılıp
gömülüyor tarihe
dimağımıza atılan kurşunlarla
yitirilerek artıyor zaman
sonra ekleniyor süslenerek
satırların sabrına

usumu uyandıran soluksuz karmaşanın
kaybolmuş dehlizlerinde fark ettim
her biri aynı patikaya çıkan kapıları
merakım da olmasa göremezdim
kara bir tünelin ucundan başlayacağını
en tekin yolculuğumun

bir kapı seçtim daldım içine andan
sezgimi örseliyor artık
konuşmak havadan sudan

Ayla Pakyüz, 1999