Yine kalır İstanbul’da yaşardım
ben bir kedi olsaydım
parke taşlı sokaklarda dolanır
iğde ağacına tırmanırdım
bogaziçi susamışlığıyla yanmak ne güzel olurdu
susamışlık hem de balıklı
bal gibi görürdü gözlerim turkuazı ben bir kedi olsaydım
anlardı sahibim olmayan sahibim beni, anları da
beyaz piyano tuşlarını ısıtır kâseme dökerdi
ben olsaydım bir kedi…
Ayla Pakyüz, 1995